bireysel-danisman

Bireysel Psikolojik Danışma

Bireysel psikolojik danışma nedir?

Bireylerin kendilerini daha iyi tanımalarına, davranışlarını anlamalarına ve kendilerini geliştirmelerine yardım eden; karşılaştıkları akademik, kişisel ve sosyal problemleri ile baş etme becerilerini kazanmalarını amaçlayan, psikolojik danışman ve birey arasında birebir gerçekleşen ve gizlilik esasına dayalı bir süreçtir.
 

Bireysel Psikolojik Danışmanın Tanımlanması

Çok eski bir uygulama olmasına rağmen, psikolojik danışma, açıklanması oldukça zor olan bir kavramdır. Toplumda psikolojik danışmanın ne olduğuna ilişkin net bir fikrin oluşmamasının nedeni, danışmanlık sıfatını kullanan hizmetlerin yaygınlaşmasından kaynaklanmaktadır. Söz konusu danışmanlık türlerinin hepsinin ortak noktası sözlü iletişime dayalı olmalarıdır (Cormier ve Hackney, 2005). Psikolojik danışmayı tanımlamanın pek kolay olmadığını belirten Baloğlu ve Tan’a (1986, s.31) göre psikolojik danışma, “problemli kişi(danışan) ile onun kişisel probleminin çözümüne yardımcı olabilecek uzman kişi (danışman) arasında, problemin çözümüne dönük olarak kişi-kişiye ve yüz yüze cereyan eden psikolojik bir yardım oluşumudur”.

Bu yazarlar psikolojik danışamyı tanımlamanın kolay olmama nedenini birey ve probleminin çok yönlü, çok boyutlu ve kompleks olmasına bağlamaktadırlar. Cormier ve Hackney (2005) psikolojik danışmayı,” danışanın ihtiyaçlarına odaklanan, danışanın duygularına, düşüncelerine, davranışlarına ve sosyal sistemlerine tepki vermeyi içeren gönüllülük esasına dayalı güvenilir, korunaklı bir ortamı barındıran çok kültürlü bir deneyim” olarak tanımlamaktadır. Cormier ve Hackney’a (2005) göre, bazı psikolojik danışmanlar, psikolojik danışmayı, gelişim ve değişim aracı olarak adlandırırken, bazıları da süreci ya da ürünü ifade etmektedirler.

Amerikan Psikolojik Danışma Derneği (APA)’nın, 1997’de kabul ettiği psikolojik danışmanın tanımı şöyledir: “Ruh sağlığı, psikoloji ve gelişim ilkelerinin; bilişsel, duyuşsal, davranışsal ve etkileşimsel müdahale stratejileri aracılığıyla, bireyin iyi oluşu, kişisel ve meslek gelişimi ile patoloji konularını ele alacak şekilde uygulaması”dır. Bu tanım hem normal ve gelişimsel problemleri hem de ciddi psikolojik problemleri de kapsamaktadır. Yukarıdaki tanımlar incelendiğinde psikolojik danışmanın bir hedefinin olduğu ve bu hedefe ulaşılabilmesi için danışan ve danışmanın bazı özelliklere sahip olması gerektiği görülmektedir

Bireysel danışmayı kim almalıdır?

Bazı durumlar, özellikle bireysel danışma için uygundur. Örneğin, öz güven eksikliği olan öğrencilerden bir kısmı küçük grupla psikolojik danışma gibi diğer psikolojik danışma müdahalelerine katılmaktan çekinirler. Onlar diğer kişilerin kendilerini anlayacaklarını düşünmezler. Bir kişiyle konuşmaya cesaret bulmak için çaba gösterirlerken, bir grup karşısında ise konuşmayı hayal bile edemezler (Myrick, 2003, s.176). Yine sosyal becerileri yetersiz olan kişilerde diğerleri gibi grup halinde görüşmeyi reddedeceklerdir.

Kişiler arası duyarlılığı yoksun olan bu kişiler bazen sosyal olmayan davranışlar gösterirler. Bu da grup desteğinin sağlanmasını zorlaştırır. Örneğin, hoş olmayan bir vücut kokusuna sahip olan ve garip giysiler giyen bir öğrenci, grupta diğer üyelerce alay konusu olabilir. Bu öğrenciyi başlangıçta küçük grupla danışmaya almak doğru değildir. Bu öğrenci grupta geri bildirim alabilecek ve akranlarından yardım alabilecek olsa da onu grup danışmasına hazırlamanın bir parçası olarak bu kişinin bireysel ilgiye ihtiyacı vardır. Bazı öğrenciler ciddi duygusal problemlere sahip olabilirler.

Kendi durumları hakkında konuşmanın riski için bireysel danışmanın gizliliğine ihtiyaçları vardır. Çocuk istismarı, ergen hamilelikler, aile içi şiddet ve uyuşturucu kullanımı gibi durumlarda grupla psikolojik danışma yerine bireysel danışma daha uygundur. Ancak bazı yetenekli danışmanlar okullarında destekleyici danışma grupları oluşturarak sorumlu ve gizlilik içeren bir tutumla her konuyu tartışabilirler. Kimin bireysel danışma alması gerektiğine karar vermede konu duyarlılığı genel bir ilkedir (Myrick, 2003,s.179). Bazı öğrenciler, bireysel danışmaya gelişimsel ihtiyaçlarından dolayı başvurmaktadırlar.

Örneğin, ergenlik çağındaki birçok kişi, farklı şekilde algılanmaktan korkmaktadır ya da başkalarının söyleyecekleri onu korkutmaktadır. Danışmanlar, bireysel danışmada tartışacak birçok konu bulabilirler (örneğin, ders çalışma alışkanlıkları, sınav kaygısı, aile problemleri, depresyon, öğretmenle iyi geçinme ve başarısızlık korkusu, vb.) Aynı konular grupla psikolojik danışmada da tartışılabilecekken bireysel danışma bazı öğrenciler için ilk basamak olabilir (Myrick, 2003,s.179). Bireysel danışma özellikle, kendine güven veya sosyal beceriye ihtiyacı olanlar için değerli bir yardımdır. Ayrıca, bazı acil problemler vardır ki öğrenci ile tek başına görüşmeyi gerektirir.

Bireysel Psikolojik Danışma Ne Zaman Olmalıdır?

Bireysel psikolojik danışma gün içerisinde her zaman olabilir. Gelişimsel rehberlik programını takip eden deneyimli danışmanlar bireysel psikolojik danışma oturumlarını, grup olarak öğrenciler ve görüşmenin pratik olmadığı zamanlarda programlamaya çalışırlar. Çünkü tek bir öğrenciye erişmek daha kolaydır. Grupla danışma genellikle haftada bir kez düzenlenir. Bireysel psikolojik danışma, okulların günlük programlarından dolayı daha kullanışlıdır (Myrick, 2003,s.181).

Bireysel danışmalar vakanın ağırlığına göre programlanır, ancak kriz müdahaleleri tahmin edilemediğinden farklı zamanlarda olabilir. Psikoterapi çalışmalarında 50 dakika olarak belirlenen süre okul danışmanlıklarının başlarında da benimsenmiş, ancak zamanla bu sürenin fazla olduğu konusunda uzmanlar arasında görüş birliği oluşmuştur. Günümüzde bireysel danışma için uygun ve elverişli sürenin 30 dakika olduğu görülmüştür (Myrick, 2003, s.181). Ancak, bazı öğretmenler öğrencilerin dersleri bölmeleri yerine ders boyunca danışman ile kalmasını tercih edebilirler.

Bazı danışmanlar, bireysel görüşmeleri 15-20 dakika tutmakta, hızlı izleme görüşmeleri için de 5- 10 dakika zaman ayırmaktadırlar. Danışmanlar bazı öğrencilerle daha uzun görüşme eğiliminde olabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta, bu sürenin 45-50 dakikayı aşmamasıdır. Bu süre nadiren özel kriz müdahalelerinde kullanılabilir (Myrick, 2003,s.182)